Fethiye Muğla ilinin en büyük ilçelerinden turizm ve tarımın gözbebeği olan şirin bir ilçemizdir. Fethiye doğal coğrafyası olarak etrafı ormanlarla çevrili olduğu ve ulaşım zor olduğu için, Antalya – Marmaris – Bodrum gibi turizm merkezlerine göre daha geç keşif edilmiştir. Geç keşif edilmesinden dolayı doğası tahrip edilmemiş, güzellikleri bozulmamış, betonlaşmamış geniş bir coğrafya ve kiymetli tarihi mirasları olan bir ilçemizdir.

Geçmişte Likya krallıklarının, termessos yani güneş ülkesi anlamına gelen ismiyle, Kralların şehri olarak anılmış ve merkezinde bir çok kral mezarına ev sahipliği yapmaktadır. Geçmiş Likya devletlerinin merkezi ve krallarının günümüz Fethiye’de yaşaması, geçmişte de bir cazibe merkezi ve önemli bir konum olduğunun en büyük göstergesidir.

Fethiye geçmişte yaşadığı büyük depremler ve fay hattında olmasından dolayı, yüksek katlı yapılaşmanın önüne geçilmiş ve yatay mimari ile doğanın birleşmesi ise, huzur ve tatlı bir ilçe konumuna kavuşmuştur.

En yakın ilçesi olan seydikemer ilçesi ise, zamanında Fethiye’ye bağlı mahalleler iken, Fethiye coğrafyasının çok büyük ve nufüsun gelişmesi nedenleri ile, seydikemer ilçesi kurulmuştur. Her ne kadar seydikemer ve fethiye ayrı ayrı ilçeler olsa da, yaşayan halk, aile yapısı, yakınlık derecesi ile fethiye ile bir bütün ilçedir. Ticaret merkezi, turizm ağırlıklı olarak fethiyede kalmış ise de, tarım ağırlık merkezi seydikemer olmuştur. Yine yöre halkının gelişmesinde en büyük yeri olan örtü altı sebze yetiştiriciği büyük öneme sahiptir. Fethiye’de bulunan Hâl kompleksi ile türkiyenin her iline ve yurtdışı için ihracatlık en güzel sebze ve meyveler yetiştirilmektedir. Ayrıca Zeytincilik alanında da her geçen gün gelişmekte ve yeni yatırımlar yapılmaktadır.

Muğla’nın büyükşehir yasası ile büyükşehir konumuna geçtikten ve seydikemer ayrı bir ilçe olmasından dolayı, Türkiye’nin nadide bir yat turizm merkezi olan göcek ise Fethiye’ye bağlanmış olup, fethiye’nin bir mahallesi olmuştur. Fethiye’nin en önemli ve gözbebeği olan ölüdeniz belediyesi ise yukarda bahsedilen aynı yasayla yine belediyesi kapatılmış ve Fethiye’nin bir mahallesi konumuna gelmiştir.

Ölüdeniz belcekız plajı ve kumburnu plajı en meşhur plajlarındandır. Ölüdeniz üzerinden hareket eden tekne turları ile gün boyu bir çok nadide koyu gezme fırsatını ekonomik olarak yakalabiliyorsunuz. kelebekler vadisi, soğuk su, deve plajı, gibi kara yolu ulaşımı olmayan sadece deniz üzerinden ulaşılan bu nadide koyları görmenizi tavsiye ederiz.

Yine fethiye’nin bir tarihi birikimi olan kayaköy ise, barındırdığı mistik yapı ve yapılaşma mimari ile kendini eşsiz bir konuma ulaştırmış bir tarihi bir yerleşim alanıdır. Kayaköy evleri ve yerleşim planı, o kadar güzel organize ve dizayn edilmiştir ki, yamaca kurulan köydeki evlerin hiç biri birbirinin önünü kapatmamak ve güneşini engellememek üzerin planlanmıştır. Zamanında rum köye olan burası, Cumhuriyetin yıl yıllarında ki mübadele döneminde, köyde yaşayan rumlar ile, yunanistanda yaşayan Türkler mübadele edilerek, köydeki halk yunanistana taşınmıştır. Yunanistan gelen Türkler ise bu köye yerleşmek yerine, Türkiye’nin başka bölgelerine giderek bu köyü yıllarda boş ve hozan kalmıştır. Dağların arasında ki bu küçük köy yıllarca el değmeden orjinalliğini koruyarak, sanki bir açık hava müzesine dönüşerek, yıllarca el değmeden kalmıştır. Daha sonra burası çevre koruma kanunları ile, sit alanı ilan edilip, tarihi alanlarda herhangi bir yapılaşma engellenmiş ve bir çok önemli noktası restorasyonlar yapılmıştır ve halen de yapılmaya devam etmektedir. Eğer bir gün Fethiyeye gelirseniz, Fethiye ve Ölüdeniz arasında kalan bu tarihi köyün, yüzyıllar önce yapılmış dar sokaklarında gezip, bu tarihi havayı ve doğayı solumayı unutmayın. Ulaşım için Fethiye kalesinin arkasından orman içinden geçen yolu kullanabilirsiniz. Bu yolu kullanırken, zaman zaman, eski tarihi yollar göreceksiniz, bu yollar tarihi likya yoludur. Halen günümüzde macera severlerin ve yürüyüşçülerin kullandığı binlerce yıllık likya yolu buradan geçer ve Antalya’ya doğru devam eder. Yol boyunca tarihi yapıları da kaçırmayın. Aynı zamanda yolun kenarlarında su sarnıçları göreceksiniz. bunlar ise osmanlı zamanında, bölge feth olunmadan önce ordu için hazırlanan ve yıllarıca kullanılanı su sarnıçlarıdır. Muğla genelinde yüzlerce bulunan bu sarnıçları ise ayrı bir tarihi miraslarımızdır.